GüL KoKuLu RaSuLum
  ~Allah'u Tealaya iman~
 

ALLAH (C.C)



Kâinatyn ve kâinatta bulunan tüm varlyklaryn yaratycysy, koruyucusu olan tek varlyk, ibâdet edilmeye
lâyyk tek Rab, Mevlâ, Huda'ya ait özel isim. En yüce varlyk olarak inanylan, bütün kemâl syfatlary
?ahsynda bulunduran ve her türlü noksan syfatlardan uzak olan gerçek Ma'bud. Varly?y zorunlu olan
tek yaratycyya ait yüce bir isim. Bu isimle ça?rylan bir ba?ka varlyk olmamy?tyr, olmayacaktyr da.

Ysim, ifade etti?i ilâhî manasyyla yalnyz Allah'a aittir ve hiçbir kelime bu ismin manasyny ve
muhtevasyny ifade gücüne sahip de?ildir. Bu isim ba?kasy için de kullanylamaz (Meryem Suresi,
19/65).

Ysmin, ait oldu?u yaratycy bir oldu?undan, ikili ve ço?ulu da yoktur. Ancak cinsleri olan varlyklaryn
isimleri ço?ul yapylabilir. Cinsleri olmayanyn ismi de ço?ul yapylamaz. Lisanymyzda "?ehirler" denilir
ancak yine bir ?ehir olan fakat bir ikincisi olmayan Ystanbul için "Ystanbullar" denilerek ço?ul
yapylamaz. Ancak muhtelif lisanlarda Allah'u Teâlâ'nyn ayry ayry isimleri olabilir. Türkçe'de Tanry,
Farsça'da Hudâ, Yngilizce'de God, Fransyzca'da Dieu gibi. Ne var ki bu isimler "Allah!' gibi özel isim
de?ildir. ilâh, rab, ma'bud gibi cins isimdirler. Arapça'da ilâhyn ço?uluna "âlihe", rabbyn
ço?uluna "erbâb" denildi?i gibi Farsça'da Hudâ'nyn ço?ulu da "hudâyân" ve lisanymyzda
da "tanrylar", rablar, ilâhlar, ma'budlar denilir. Çünkü bu isimler gerçek ma'bud -Allah- için
kullanyldy?y gibi, Allah'yn dy?ynda gerçek olmayan bir nice ma'bud kabul edilen ?eyler için de
kullanyla gelmi?tir. Eski Türklerde gök tanrysy, yer tanrysy; Yunanlylar'da güzellik tanryçasy, bereket
tanrysy, vs oldu?u gibi. Halbuki "Allahlar" denilmemi? ve denilemez. Manasyndaki birlik ve özel isim
olmasy nedeniyle Allah ne tanry kelimesiyle ne de bir ba?ka kelimeyle tercüme edilebilir.

Yslâm'yn temel ilkesi olan "Lâ Ylâhe Yllâllah" tevhid kelimesi, meselâ Fransyzca'ya tercüme edildi?i
zaman "Diyöden ba?ka diyö yok" Türkçe'ye aktarylmasynda "Ylâhtan ba?ka ilâh yoktur." denir. O
zaman da Allah kelimesi "ilâh" kelimesiyle tercüme edilmi? olur. Bu da yanly? bir tercümedir.
Çünkü ilâh cins isimdir, Allah ise özel isimdir. Kelime-i Tevhid "tanry" kelimesiyle Türkçe'ye
çevrildi?inde ayny çarpyklyk ve yanly?lyk ortaya çykar. "Allah" kelimesinin kökenini ara?tyran dil
bilimcileri bu konuda birçok beyanlarda bulunmu?larsa da en kuvvetli görü?; bu kelimenin Arapça
olup herhangi bir kelimeden türetilmeden aynen kullanyldy?y ve has bir isim oldu?udur.

Allah; kendi iradesiyle evreni yoktan var eden, ona belli bir düzen veren, gökleri ve yerleri ve
bunlarda en küçü?ünden en büyü?üne kadar canlylary yaratan, onlara hayat ve ryzyk
veren, öldüren-dirilten, diledi?ini diledi?i ?ekilde idare ve tasarrufu altynda bulunduran, varly?y bir ba?ka
etkenle de?il, kendinden olan, her ?eyi bilen, gören, i?iten, yarattyklarynda en ufak bir çarpyklyk ve
dengesizlik bulunmayan, her?eye gücü yeten, bütün mülkün gerçek sahibi, emir ve hüküm
koymaya tek yetkili; övülmeye, itaat edilmeye, ?ükredilmeye gerçek lâyyk, bir benzeri daha
bulunmayan, bütün varlyklaryn, güne?in, ayyn, gök ve yer cisimlerinin itirazsyz itaat etti?i, boyun
e?di?i, ismini ululady?y, ibadet edilmeye lâyyk Hak mabud. Allah, mabud oldu?u için Allah de?il,
Allah oldu?u için mabudtur. Onun Ylâh olu?u, ibadete lâyyk olu?u, bir ba?ka sebepten de?il;
kendi 'zat'ynyn yüceli?indendir. insanlar zaman zaman putlara, ate?e, güne?e, yyldyzlara, millî
kahramanlara veya hakkynda korku ve ümit besledikleri herhangi bir ?eye tapynmy?lar; bu
hâlleriyle de onlary ilâh ve mabud edinmi?ler, bilâhare bunlardan cayarak, onlary tanymaz ve
tapynmaz olmu?lardyr. O zaman da daha evvel mabudla?tyrdyklary varlyklaryn mabudluk vasyflary yok
olur. Hülâsa Allah'yn dy?yndakiler ancak insanlaryn mabudla?tyrmalaryyla mabud telâkki
edilebildikleri hâlde Allah, bütün be?er ona inansa da, inanmasa da; ibadet etse de etmese de o,
zatyyla Allah oldu?u için ibadete lâyyktyr. Be?erin inkâry onu Allah olmaktan uzakla?tyramaz.

Ynsanlyk tarihi incelendi?i zaman görülür ki, ilk devirlerden beri her asyrda ya?ayan insanlarda
Allah fikri ve tapynma meyli; dolayysyyla bir dîni inanca e?ilim vardyr. Batyly dinler tarihi yazarlarynyn
bir ço?una göre bu duygunun var olu?u çe?itli arizî sebeplere ba?lanmy? ise de, müslüman
âlimlerin genel kanaatlaryna göre tamamen fytrî ve do?u?tandyr. Ylk insan olan Hz. Âdem'in
yaratyly?yndan önce Allah ile melekler arasynda cereyan eden konu?mayy (el-Bakara, 2/30) ve bu
konu?mada Âdem'in-insanyn- Allah'yn halifesi olarak yaratylmasy hususunu dü?ündü?ümüzde de
anlaryz ki; insan yaratylmadan evvel, onun mayasyna Allah'a halife olacak özellikler verilmi?tir. Bu da bize Allah'a ba?lyly?yn ve din duygusunun fytrî oldu?unu bildirir. Hz. Peygamber'in (s.a.s.) "Her

do?an insan, Yslâm fytraty üzere do?ar, onu Mecusi, Hristiyan veya Yahudi yapan ana ve babasydyr"
(Müslim, Kader, 25; Buhârî, Cenâiz:, 92; Ebû Dâvud Sünnet, 17) hadisi ve "Sizi karada ve denizde
yürüten odur. Gemide oldu?unuz zaman (y dü?ünün): Gemiler içinde bulunanlary ho? bir rüzgârla
alyp götürdü?ü ve (onlar) bununla sevindikleri syrada, birden gemiye, ?iddetli bir kasyrga gelip de,
her yerden gelen dalgalar onlary sardy?y ve artyk kendilerinin tamamen ku?atyldyklaryny, (bir daha
kurtulamayacaklaryny) sandyklary zaman, dini yalnyz Allah'a halis kylarak Ona yalvarma?a ba?larlar.
And olsun e?er bizi bu (felâket) den kurtaryrsan, ?ükredenlerden olaca?yz. (derler). (Yûnus,
10/23)" ayeti de keza Allah inancynyn -her ne suretle ortaya çykarsa çyksyn- insan ruhunun
derinliklerinde var oldu?unu ispat etmektedir.

Nereye gidilmi?se orada basit ve batyl da olsa bir dîne, bir tanry fikrine rastlanmy?tyr. Geçmi?
devirlerde çe?itli ?ekillerdeki putlara tapanlar, ate?i, güne?i, yyldyzlary kutsal sayanlar dahi bütün
bunlaryn üstünde büyük bir kudretin bulundu?una, her?eyi yaratan, terbiye eden, esirgeyen bir
varly?yn mevcudiyetine inanmy?lar, dy? âlemde taptyklary ?eyleri Ona yakla?mak için birer vesîle
edinmi?lerdir." "Biz, bunlara, syrf bizi Allah'a yakla?tyrsynlar diye tapyyoruz." (ez-Zümer, 39/3)
Cinsleri, devirleri ve ülkeleri ayry, birbirlerini tanymayan toplumlarda inanç konusundaki birlik, dîn
fikrinin umumî, Allah inancynyn da fytrî oldu?unu ispat etmektedir.

Bunun içindir ki, her ?eyi bilen ve yaratmaya kadir olan bir Allah'a inanmak, ergenlik ça?yna gelen akylly her insana farzdyr. Ylâhî dinlerin kesintiye u?rady?y dönemlerde ya?ayan insanlar bile, akyllary

ile Allah'yn varly?yny idrâk edebilecek durumda oldu?undan, Allah'a îmanla mükelleftirler.

Akyl ile Allah'yn bilinebilece?ine, birçok ayet delîl olarak gösterilebilir. Bunlardan en dikkat çekici olany, Hz. Ybrahim'in daha çocukluk dönemlerinde iken parlaklyklaryna bakarak yyldyzy, ayy, güne?i

Rab olarak kabul etmesi ancak daha sonra bütün bunlaryn batmalary, ile zamanla yok olan ?eylerin
Rabb olmayacaklaryny idrâk etmesi ve neticede gerçe?i görerek "...ben, yüzümü tamamen, gökleri ve yeri yoktan varedene çevirdim ve artyk ben Ona ortak ko?anlardan de?ilim. " (el-En'âm, 6/79)

ayetidir. Maturîdiyye mezhebine göre Allah'a iman, insan fytratynyn icabydyr. Zira her insan
evrendeki bu muazzam varlyklara bakarak bunlaryn büyük bir yaratycysy oldu?una aklen
hükmedebilir. "Akyl ve nazar 'marifetullah'da kâfidir." derler. "Göklerin ve yerin yaratycysy olan
Allah'yn varly?ynda ?üphe mi vardyr? " (Ybrahim, 14/10) ayetini delil gösterirler. E?'ariye imamlary
ise "akyl ve nazar 'marifetullah'da kâfi de?ildir." derler ve "Biz bir kavme peygamber
göndermedikçe onlara azap etmeyiz. " (el-Ysrâ, 17/15) ayetini delîl gösterirler. Netice olarak,
semavât ve arzyn yaratyly?ynda, gece ile gündüzün birbiri ardynca gelmesinde ve kâinatta meydana
gelen insan gücünün dy?yndaki binlerce tabiat hadisesinin belli bir düzen içerisinde cereyan etmesinde her akyllynyn kabul edebilece?i gibi, Allah'yn varly?yny ispat eden delîller vardyr. (el-
Bakara, 2/164).

Allah'yn zaty üzerinde dü?ünmek haramdyr. Onun zatyny idrak etmek aklen mümkün de?ildir.
(Çünkü Allah'yn hiçbir benzeri yoktur. Hiçbir ?ey O'na denk de?ildir. (Yhlâs, 112/1-5). Gözler Onu
idrak edemez, (el-En'âm, 6/103). Çünkü aklyn ula?abildi?i ve kavrayabildi?i ?eyler ancak madde
cinsinden olan ?eylerdir. Allah ise madde de?ildir. Duyu organlarymyzla tespitini yapty?ymyz ve hâlen
yapamady?ymyz e?yanyn tümü noksanlyklardan uzak olan bir yaratycy tarafyndan yaratylmy?tyr.
Yaratylan ise yaratycysynyn ne parçasy, ne de benzeridir. Allah'yn varly?yna inanmak, her müslümanyn
ilk önce kabul etmesi gereken bir husustur. Yslâm ystylâhyna göre inanmak ise Allah'yn varly?yna,
birli?ine, yani, Allah'tan ba?ka ilâh olmady?yna ve inanylmasy gereken di?er hususlara (Allah'a,
Allah'yn meleklerine, kitaplaryna, peygamberlerine, kaza ve kadere, öldükten sonra diriltmeye)
tereddütsüz iman etmek ve bunu kalp ile tasdik etmektir. Ynanan insana mümin, inanmayana ise
kâfir denir. Akyl sahibi olan her insanyn, Allah'yn varly?yna inanmasy gerekir. Allah'yn varly?yna
inanmak, insan fytratynyn icabydyr. Allah'yn varolu?u vaciptir, zarûrîdir. Varlyklar vücud bakymyndan
üç türlüdür:

a) Vâcibu'l-Vücûd: Varly?y mutlak gerekli olan, olmamasy mümkün olmayan varlyk. Bu da sadece
Allah Teâlâ'dyr.

b) Mümkinu'l-Vücûd: Varly?y mümkün olan, yani, varolmasy da, olmamasy da mümkün olan
varlyklardyr ki Allah'yn dy?ynda tüm yaratyklar böyledir .

c) Mümteniu'l-Vücûd: Varly?y mümkün olmayan. Allah'yn e?i ve benzerinin olmasy gibi. Allah'yn e?i
ve benzerinin olmasy mümkün de?ildir.

Allah, bizatihi (kendi kendine) ve bizatihi (kendili?inden) Allah'tyr. Kur'an'da Allah hakkynda varid
olan birçok vasyflar onun bir cisim oldu?unun delili de?il, ancak ona ait mecazi vasyflamalardyr.
(Bk: 5/69; 38/75; 39/67; 54/14; 2/109, 274; 6/52; 18/27 ayetler) Bu syfatlarla Allah'y
cisimlendirme veya bir ba?ka varly?a benzetme sözkonusu de?ildir.

Bütün yaratyklaryn ilâhy bir tek ilâhtyr. Ondan ba?ka ilâh yoktur. O rahman ve rahîmdir. (2/163).
Üçyüzaltmy? putu kendilerine ilâh kabul eden Mekkeli mü?rikler, bu muazzam âlemin bir tek ilâhy
oldu?u gerçe?ini duyunca hayret etmi?ler, "Ey Muhammed! bu kadar insanlara bir ilâh nasyl
yeti?ir." demi?lerdi. Mü?riklerin maddeci görü?lerini reddedip Allah'yn tek yaratycy oldu?una,
varly?ynyn isbatyna delil olacak birçok âyetlerden biri de ?udur: "?üphesiz göklerin ve yerin
yaratyly?ynda, gece ve gündüzün de?i?mesinde, insanlaryn faydasyna olan ?eyleri denizde ta, syyyp
giden gemilerde, Allah'yn gökten su indirip onunla ölmü? olan yeri dirilterek üzerine her çe?it
canlyyy yaymasynda, rüzgârlary ve yer ile gök arasynda emre hazyr bekleyen bulutlary evirip
çevirmesinde elbette dü?ünen bir topluluk için (Allah'yn varly?yna ve birli?ine) delîller vardyr. " (el-
Bakara, 2/164)"

Her insan, kâinattaki bu muazzam ve mükemmel varlyklara bakarak, bunlaryn büyük bir yaratycysy
oldu?una aklen hükmedebilir. Bir bilginin kesinlik kazanmasy için o konuda ispat edici deliller
aranyr. Allah'yn varly?y hakkynda da bilgimizin kesinlik kazanmasy için birçok deliller vardyr. Bu
deliller, aklî ve naklî deliller olmak üzere iki grupta toplanabilir.

A) Aklî deliller

1-Hudûs (sonradan varolma) delilleriyle Allah'yn varly?yny ispat.

Bu âlem, yok iken sonradan var olmu?tur. O halde, ba?langycy olmayan bir var ediciye muhtaçtyr.
Varly?y ve yoklu?u kendinden olmayan bu âlemin, varly?yny yoklu?una tercih eden bir mucide
ihtiyacy vardyr. O mucidin de varly?ynyn kendinden olmasy; Vâcibu'l-vücud olmasy gerekir. Bir ba?ka
yaratycyya muhtaç olmadan varly?y kendinden olan tek varlyk ise Allah Teâlâ'dyr. bu halde bu âlem
vâcibu'l vücud olan bir yaratycyya muhtaçtyr. Bu delîli de iki maddede inceleyebiliriz:

a) Cisimlerin sonradan yaratylmasy esasyna dayanan delil. Kelâm âlimleri bu delîli ?öyle açyklarlar:
Bu âlem, suretiyle ve maddesiyle hâdistir (sonradan varolmu?tur). Her hâdis (sonradan varolan)
mutlaka bir muhdise (mucide) muhtaçtyr. O halde bu âlem de bir muhdise muhtaçtyr. O da yüce
Allah'tyr. Bu âlemin sonradan yaratyldy?y gözlem ve aklî delillerle ispat edilmi?tir. Söyle ki: Âlem;
(Evren) cevher ve arazlardan meydana gelmi?tir. Ârâz, cisimlere âryz olan hareket, sükûn, ictima
(birle?me), iftirâk (ayrylma) hâlleridir. Bu hâllere "ekvân-y erbaa (dört olu?) denir. Ekvân-y erbaa,
cisimlere de?i?ik hâl ve ?ekiller veren syfatlardyr. Bu syfatlaryn hepsi sonradan varolmu?tur.
Sükûndan sonra hareket, karanlyktan sonra aydynlyk, beyazlyktan sonra siyahlyk hâllerinin olu?tu?u
gibi. Bu ârâzlar yok olduktan sonra görülmezler. Görülmemeleri hâdis olduklarynyn, yani sonradan
yaratyldyklarynyn delilidir. Hâdis olmasaydylar, vacip (varly?y kendinden) olmalary gerekirdi. Vacip
olsaydylar bu defa da, zydlarynyn gelmesiyle yok olmamalary gerekirdi. Halbuki zydlary gelince yok
oluyorlar. O halde vacip de?il, hâdistirler. Hâdis olduklary sabit olan ârâzlar, kendileriyle
birle?tikleri cevherlerin de hâdis olduklarynyn delilidir. Çünkü hâdis, ancak kendisi gibi hâdis olan
cisimle birlikte olur. Cevherler (cisimler) de mutlaka bu dört durumdan birisiyle birliktedirler. O
halde cevher ve ârâzlardan ibaret olan bu evren hâdistir sonradan yaratylmy?tyr. Her hadisin de bir
muhdise ihtiyacy vardyr. O muhdis ise; bu âlem cinsinden olmayan varly?y zatynyn icaby, yani
Vâcibu'l-Vücud olan mutlak kemâl sahibi Allah Tebârek ve Teâlâ'dyr.

Bu âlemi yaratan varlyk; Vâcibu'l Vücud de?ilse Mümkiniu'l-Vücud'tur. Yani vücudu sonradan
yaratylmy?tyr. O hâlde o da, varly?ynda ba?ka bir yaratycyya muhtaçtyr. ?ayet o yaratycy da bu mucit
gibi ba?ka bir yaratycyya muhtaç ise; yaratycylar zincirinin böylece sonsuzlu?a do?ru silsile hâlinde
devam edip gitmesi gerekir. Böyle bir teselsül ise batyldyr, mümkün de?ildir. Varly?y farzedilen bu
yaratycylar silsilesinin bir noktada durmasy ve ba?kasyna muhtaç olmayan, her bakymdan
mükemmel, varly?y zâtynyn gere?i olan bir yaratycyya dayanmasy ?arttyr. Bu varlyk, âlemin yaratycysy
olan Allah'tyr.

b) Yhtirâ (Ycat Etme) delîli. Gökler ve yer, bitki ve hayvanlar yoktan var edilmi?tir. Her yoktan var
olunana da bir var edici gerekir. Bu âlemin de bir var edicisi vardyr. O da Allah'tyr. Âlemde
gördü?ümüz herhangi bir bitki veya hayvan sonradan varolmu?tur. Her birinin varly?ynyn bir
ba?langycy vardyr. Cisimlerde zamanla hayat idrak, akyl gibi hâller icat olunuyor. Ylliyet kanununa
göre her icat olunan ?eye bir icat eden gerekir. Çünkü hayat, idrawek ve akyl gibi durumlar
kendili?inden var olmazlar. Mutlaka bir yaratycyya muhtaçtyrlar. O da, varly?ynyn ba?langycy ve sonu
olmayan, her?eyi bilen ve her?eye güç yetiren Allah 'tyr

c) Terkip delili. Bu âlem mürekkep (parçalary bir araya getirilmi? olan) bir varlyktyr. Terkip olunan
her varlyk, kendinden önce varolan bir terkip ediciye muhtaçtyr. Terkip olunan varlyk, parçalardan
meydana gelir. Parçalar, bütününden önce vardyr ve ondan ayry ?eylerdir. O halde, terkip bulunan
varlyk yok iken, daha sonra parçalarynyn birle?tirilmesiyle sonradan yaratylmy?tyr. Her sonradan
yaratylan gibi o da bir yaratycyya muhtaçtyr. Bu yaratycy, terkip edilen ve kendinden ba?kasyna
muhtaç olan bu âlem cinsinden olamaz. Aksi halde yaratycylaryn teselsülü gerekir. Teselsül ise
batyldyr. O hâlde bu yaratycy, varly?ynda ba?kasyna muhtaç olmayan ezelî bir varlyktyr. O da, Vâcibu'l-
Vücud olan Allah'tyr.

2-Ymkân Delîli

a) Bu âlem, varly?y da, yoklu?u da mümkün olan bir varlyktyr. Her mümkün, varly?yny yoklu?una
tercih eden bir kuvvete muhtaçtyr. Bu âlem de, var olabilmek için böyle bir müessir kuvvete
muhtaçtyr. O kuvvet de bu âlemin dy?ynda, vücudu zatyndan olan bir varlyktyr. O da Allah'tyr.

b) Hakîkatta bir mevcut vardyr. Bu mevcut, ya varly?y zatyndandyr ya da varly?y ve yoklu?u mümkün
olandyr. Varly?y zatyndan ise; bu özelli?e sahip olan yalnyz Allah'tyr. Bu mevcut, varly?y mümkün olan
ise; mümkün olan varly?yn mevcûdiyeti zatynyn icaby olmady?yndan, var olabilmesi için, varly?yny
yoklu?una tercih eden bir müreccihe-yaratycyya ihtiyaç vardyr. O yaratycy-müreccih ise Allah'tyr.

c) Âlemde görülen madde daima hareket hâlindedir. Maddenin hareket hâlinde olmasy ilmen ispat
edilmi?tir. Madde ve maddedeki hareketin mucidi kimdir? Maddeciler, madde ve ondaki hareketin
ezelî oldu?unu söylerler. Oysa maddedeki bu hareket, bir evvelki hareketin neticesidir. O da bir
evvelkinin... Bu hareketler silsilesi sonsuzlu?a do?ru devam edip gidemez. Bu hareket silsilesinin
bir noktada durmasy ve ilk hareketin, vücûdu vâcip olan bir illete, bir hareket ettiriciye dayanmasy
zarûrîdir. O da her?eyin yaratycysy olan Allah'tyr.

3- Ybdâ' ve Yllet-i Gâiyye Delîli. içinde bulundu?umuz âleme dikkatle bakacak olursak, onun çok
güzel ve çok mükemmel olarak ve daha önce bir benzeri olmadan vücuda getirildi?ini görürüz.
Gökyüzü, güne?, ay, hülâsa canly-cansyz her varlyk bir amaç için yaratylmy?tyr. Âlemde varolan
hiçbir e?ya faydasyz, maksatsyz ve bo? yere yaratylmamy?tyr. Bu âlem bir güzellik, gaye ve
vesîleler toplumudur. Âlemde en de?erli varlyk olan insan, rastgele vücuda gelmi?, sebepsiz ve
gayesiz bir varlyk de?ildir. Her azasyyla güzel, mükemmel, faydaly ve maksatlydyr. Ynsanyn yaratyly?y
güzel ve mükemmel oldu?u gibi, yaratyly? gayesi de Allah'y bilmek, tanymak ve O'na ibadet
etmektir. Ynsanyn oldu?u gibi, canly-cansyz her mevcudun da varly?ynyn bir gayesi, hikmet ve
faydasy vardyr. Y?te âlemde görülen canly ve cansyz varlyklardaki ibdâ ve gayeler manzumesi;
bütün bunlary icat edip yaratan bir yaratycynyn varly?yny, ayny zamanda o varly?yn ilim ve kudret
sahibi bir ilâh oldu?unu isbat eder. Her ?eyi bir maksada göre yaratan bu varlyk, Vâcibu'l-Vücud
olan Yüce Allah'tyr. Kur'an-y Kerîm'de bu delîli dile getiren bir çok ayet vardyr. (Bakara, 2/22,
Nebe', 78/6-16, ....)

Netice olarak diyebiliriz ki; inat ve garazdan uzak her sâlim akyl sahibi, Allah'yn kendisine lûtfetti?i
akly kullanarak esere bakyp müessiri, binaya bakyp bânîsini, yaratylmy?lara bakyp yaratycysyny
ke?fedebilir. Bunun için Allah, Kur'an'yn bir çok yerinde, zatynyn varly?yna delil olabilecek eserlere
bakmalaryny, onun üzerinde dü?ünmelerini, akletmelerini istemektedir. Akly delillere ilâveten
Allah'yn varly?yny isbat eden naklî delillere de kysaca göz atalym.

B) Naklî Deliller:

Naklî delillerden kastymyz, Allah'yn varly?yny dile getiren ve üzerinde dü?ünmemizi isteyen Kur'an
ayetleridir. Sayyca bir hayli kabaryk olan bu ayetlerden sadece birkaç tanesini zikredece?iz:

1- "Biz yeryüzünü bir be?ik, da?lan da onun için birer kazyk kylmadyk my? Sizi çift çift yarattyk,
uykunuzu dinlenme vakti kyldyk, geceyi bir örtü yaptyk, gündüzü geçimi sa?lama vakti kyldyk,
üstünüze yedi kat sa?lam gök bina ettik, parlak y?yk veren güne?i varettik, taneler, bitkiler ve
a?açlary sarma?-dola? bahçeler yeti?tirmek için yo?unla?my? bulutlardan bol ya?mur indirdik."
(Nebe', 78/6-16).

2- "Göklerin ve yerin yaratylmasynda, gece ile gündüzün birbiri ardynca gelmesinde, insanlara
yararly ?eylerle denizde süzülen gemilerde, Allah'yn gökten indirip yeri ölümünden sonra diriltti?i
suda, her türlü canlyyy orada yaymasynda, rüzgârlary ve yerle gök arasynda emre amade duran
bulutlan döndürmesinde, dü?ünen kimseler için deliller vardyr." (el-Bakara, 2/164).

3- "Allah'yn gö?ü yedi kat üzerine nasyl yaratty?yny görmez misiniz? Aralarynda Ay'a aydynlyk vermi?
ve güne?in y?yk saçmasyny sa?lamy?tyr. Allah sizi yerden bir bitki olarak bitirdi. Sonra yine oraya
geri çevirecek ve tekrar çykaracaktyr. " (Nûh, 71/15-18).

4- "?imdi gördünüz mü atty?ynyz meniyi? "

"Siz mi onu yaratyyorsunuz yoksa yaratan biz miyiz? Aranyzda ölümü takdir eden biziz. Ve bizim
önümüze geçilmi? de?ildir. (Size böyle ölümü takdir ettik) ki sizin yerinize benzerlerinizi getirelim
ve sizi bilmedi?iniz bir biçimde yaratalym. Andolsun, ilk yaratmayy bildiniz, (bunu) dü?ünüp ibret
almanyz gerekmez mi? Ekti?inizi gördünüz mü? Siz mi onu bitiriyorsunuz, yoksa bitiren biz miyiz?
Dileseydik, onu kuru bir çöp yapardyk, hayret ederdiniz. 'biz borçlandyk, do?rusu biz yoksun
byrakyldyk! (derdiniz). Yçti?iniz suya baktynyz my? Siz mi onu buluttan indirdiniz, yoksa indiren biz
miyiz? Dileseydik onu tuzlu yapardyk. , ?ükretmeniz gerekmez mi? Çakty?ynyz ate?i gördünüz mü?
Onun a?acyny siz mi yarattynyz, yoksa yaratan biz miyiz? Biz onu bir ibret ve çölden gelip geçenlere
bir fayda yaptyk. Öyleyse Ulu Rabb'inin adyny yücelt. " (el-Vâkya, 56/58-74).

5- "Yer ve gökleri yaratan Allah'u Teâlâ'nyn varly?ynda ?üphe edilir mi?" (Ybrahim, 14/10).

6- "Andolsun onlara: "Gökleri ve yeri kim yaratty?" diye sorsan, mutlaka "Allah" derler, "Hamd
Allah'a lâyyktyr" de. Hayyr, onlaryn ço?u bilmiyorlar. " (Lokman, 31/25).

7- "Sen yüzünü, Allah'y birleyici olarak do?ruca dîne çevir: Allah'yn yaratma kanununa (uygun olan
dîne dön) ki, insanlary ona göre yaratmy?tyr. Allah'yn yaratmasy de?i?tirilemez. i?te do?ru dîn odur.
Fakat insanlaryn ço?u bilmezler." (Rûm, 30/30).

Allah'yn syfatlary: Yslâm'da iman esaslarynyn ilk ve en mühim ?arty Allah'a imandyr. Allah'a iman ise;
yalnyz Allah'yn mücerret zat-y ilâhisine inanmakla olmayyp, ayny zamanda o yüce varly?yn zaty
hakkynda vacip olan "Kemâl syfatlaryyla", yüce zatyna vasfedilmesi mümkün olmayan "noksan
syfatlara" ve zat-y ilâhisi hakkynda inanylmasy caiz olan syfatlara toptan ve tafsilatly olarak inanmakla
olur. Zatî ve sübûtî syfatlar olarak iki bölümde ele alynan bu syfatlar syrasyyla ?unlardyr:

Zatî syfatlar

1-Vücut. Bu syfat, Allah'yn var oldu?unu ifade eder. Allah vardyr ve en büyük varlyk O'dur. O'nun
varly?y, her?eyin varly?yndan daha belirgindir. Allah olmasaydy hiç bir ?ey var olmazdy. Kâinatyn
varly?y O'nun varly?yna en büyük ?ahittir. Âlemde hiçbir ?ey kendi kendine var olmu? de?ildir. Hiçbir
?ey ne kendi kendine var olabilir, ne de yok olabilir. Halbuki çevremizde sayylamayacak kadar
varlyk vücuda gelmekte ve yok olmaktadyr. En ufak çarpyklyk olmaksyzyn, en ince hesaplarla var
olan ve varly?yny çarpycy özellikleriyle devam ettiren bu âlemin tesadüflerle ortaya çykmasy ve
varly?yny devam ettirmesi mümkün de?ildir. Bütün bunlar, bu âlemi var eden, yok eden, kuvvet ve
hikmet sahibi bir yaratycynyn varly?ynyn ?üphe götürmez delilleridir .

Allah'yn varly?y, ba?ka bir varlyk vasytasyyla olmayyp; ilâhî vücudu, zatynyn gere?idir. Vücudu zatynyn
icaby oldu?u içindir ki; Allah'a "Vâcibu'l Vücud" denmi?tir. Allah'yn zatynyn ve syfatlarynyn hakikatini
anlamak; syfatlarynyn zatynyn ayny my, yoksa ondan ayry, ona zyt bir ?ey mi oldu?u hususunu
kavrayabilmek aklen mümkün de?ildir. Allah'yn ilâhî vücudu ister zatynyn ayny, ister gayry olsun, her
mükellefe vacip olan husus; Allah'yn var oldu?una inanmaktyr. O'nun varly?yna inanmamyzy
gerektiren akli ve naklî delilleri yukaryda izah ettik.

Vücudun zyddy olan yokluk, Allah için mümkün de?ildir. Yokluk, Allah için muhâl olan noksan
syfatlaryn birincisidir. Allah'yn yoklu?u ne geçmi?te, ne de gelecekte mümkündür.

2-Kydem. Allah'u Teâlâ, varly?y, zatynyn icaby oldu?u için kadîmdir ezelîdir. Geçmi?e do?ru ne kadar
gidilirse gidilsin, Allah'yn var olmady?y bir zaman dü?ünülemez. E?er Allah kadîm-ezeli olmasaydy,
hâdis- (sonradan var olmu?) olurdu. Sonradan var olan her ?ey, kendisini icat eden bir (muhdise)-
yaratycyya muhtaçtyr. Aksi takdirde yok olan bir ?eyin varly?yny yoklu?una tercih eden bir yaratycy
olmadan meydana gelmesi gerekirdi ki; bu durum bütün dü?ünürlere göre batyldyr. Allah kadîm
olmasaydy, var olmak için kendinden ba?ka bir yaratycyya muhtaç olurdu. Halbuki Allah'yn vücudu,
zatynyn icabydyr. Yani varly?y kendindendir. Bir ?eyin bir anda hem var, hem de yok olmasy ise
mümkün de?ildir. Öyleyse Allah hâdis de?il, kadîmdir.

Kydem syfatynyn zyddy "Hudûs-sonradan var olma" syfatydyr. Allah kadîm oldu?u için O'nun hâdis
olmasy aklen mümkün de?ildir.

3-Bekâ. Allah ebedîdir, varly?ynyn sonu yoktur. O daima vardyr. Varly?y kendinden oldu?u için O,
hem kadîm ve eze!î; hem de bakî ve ebedîdir. "O, evvel ve ahirdir." (el-Hadîd, 57/3), "Kâinattaki
her ?eytani -yok olucudur. Celâl ve Ykram sahibi olan Rabb'im -zaty bakî'dir- ebedî'dir-. " (er-
Rahman, 55/27) Bu ayet-i kerimeler, Allah'yn bakî oldu?unun delilleridir. Allah'yn vücudunu harici
bir kuvvet yok edemez. Çünkü kadîm olan Allah'yn dy?yndaki tüm kuvvetler hâdistir (sonradan
yaratylmy?tyr.) Hâdis olan bir kuvvet ise, kadîm olan zatyn vücudunu yok edemez. Zira vacibü'y-
vücud olan Allah, kudret sahibi olup; bütün eksik syfatlardan uzaktyr. Varly?yny devam ettirememe
acizliktir. Acizlik ise noksanlyktyr. Allah noksanlyktan münezzehtir. O'nu yok edecek bir kuvvet
tasavvur edilemez, öyleyse Allah bakîdir, varly?ynyn sonu yoktur.

Bekâ'nyn zyddy "fena -(bir sonu olmak)"dyr. Allah'yn fânî olmasy ise aklen muhaldir.

4-Muhalefetü'n li'l-Havâdis. (Sonradan vücut bulan varlyklara benzememe). Allah zat ve syfaty ile
sonradan yaratylmy? olan hiçbir ?eye benzemez. Bu syfatyn zyddy olan benzerlik, Allah hakkynda akla
aykyrydyr, mümkün de?ildir. Synyrly olan aklymyzla Allah'y nasyl dü?ünürsek dü?ünelim, hayâlimizde
nasyl canlandyryrsak canlandyralym, O, bizim dü?ündüklerimizden hayal ve tasavvurumuzdan
geçirdiklerimizin hepsinden ba?ka ve hiçbirine benzemeyen ilâhî bir varlyktyr. Hayalimizden
geçirdi?imiz bütün varlyklar, yok iken sonradan var olan, varly?y, bir ba?kasynyn varly?yna muhtaç
olan ve sonunda yok olmaya mahkûm, noksan varlyklardyr. Allah ise her türlü noksanlyklardan
uzak mükemmel ve mukaddes bir varlyktyr. Böyle yüce bir varlyk, önce yok iken var olan sonra
yine yok olacak hiçbir varly?a benzemez. Allah kendi zatyny "O 'nun benzeri yoktur. O, her?eyi

i?itici ve görücüdür. " (e?-?ûrâ, 42/11)" ayetiyle vasyflandyrmy?tyr. Peygamberimiz de
(s.a.s.), "Allah aklyna gelen her ?eyden ba?kadyr. " buyurmu?tur. Allah, sonradan olanlara
benzeseydi, bu takdirde hâdis yani ba?kasyna muhtaç bir varlyk olurdu. Kadim ve bakî olan bir
varlyk ise hâdis olamaz. Ba?kasyna benzemeye muhtaç olan bir varlyk, benzedi?i varly?yn ve di?er
varlyklaryn yaratycysy olamaz. Allah, tek yaratycy oldu?una göre, yarattyklaryna benzemez ve
muhalefetü'n li'l-havâdis syfatyyla muttasyfdyr. Bu syfat ayny zamanda, Allah'yn, di?er varlyklarda
bulunan cisimlik, cevherlik, arazlyk, parçalardan bir araya gelmek, yemek, içmek, oturmak,
uyumak, kederli ve sevinçli olmak gibi syfatlardan da uzak oldu?unu ifade eder." (Fetih, 48/10; er-
Rahman, 55/27; Tâhâ, 20/5). ayetlerinde geçen "Allah'yn eli", "Allah'yn yüzü", ''Allah'yn ar?y istiva-
istilâ etmesi" gibi maddî varlyklara ait syfatlaryn Allah hakkynda kullanylmy? olmasy, Allah'yn ba?ka
varlyklara benzedi?inin delili de?ildir. Bu kelimelerin hepsi mecazî anlamyndadyr. Allah'yn eli:
Allah'yn kudreti; Allah'yn yüzü: Allah'yn zaty manasynda kullanylmy?tyr.

5-Kyyâm Binefsihi. Her ?ey, kendi dy?ynda bir varly?yn yaratmasyna muhtaç oldu?u halde, Allah,
ba?ka bir zata ve mekana muhtaç olmadan kendi kendine vardyr. Bu syfatyn zyddy olan "mutlak
ihtiyaç" Allah hakkynda muhal olan noksan bir syfattyr. Âlemde bulunan her varlyk, yar olmasynda
ve varly?ynyn devamynda bir yaratycyya muhtaçtyr. Hiç bir ?ey kendi kendine var olmamy?tyr, varly?y
sonradan vücûda gelmi?tir. Buna mukabil Allah'yn varly?y kendi zaty'nyn gere?idir, var olmasynda,
kendinin dy?ynda bir ba?ka varly?a muhtaç de?ildir. Zaty dü?ünüldü?ü zaman, vücudu da zatyyla
beraber dü?ünülür. Ne zaty vücudundan, ne de vücudu zâtyndan ayry tasavvur edilemez. Kâinatyn
var olmasy, kendinden evvel var olan, ezeli ve ebedî bir yaratycy sayesindedir, O'da Allah'tyr. Allah
yaratycydyr, di?er varlyklar ise yaratylandyr. Yaratycy, yaratylana muhtaç olamaz.

"Ey insanlar! Siz, Allah'a muhtaçsynyz. Allah ise -her ?eyden- müsta?nîdir (muhtaç de?il),
ö?ünmeye lâyyk olandyr." (Fâtyr, 35/15)

"?üphe yok ki Allah, bütün âlemlerden müsta?nîdir." (el-Ankebut, 29/8).

6-Vahdâniyet. Allah'yn her yönden bir oldu?unu bildiren vahdaniyet, bir kemal syfaty oldu?u için, bu
syfatyn zyddy olan "birden fazla olmak, bir orta?y bulunmak", Allah hakkynda mümkün olmayan bir
syfattyr. Allah birdir, orta?y ve benzeri yoktur. Bütün semayy dinlerdeki inanç esaslarynyn
temelini "Allah'yn birli?i" syfaty olu?turur. Bu inanca "Tevhîd Akîdesi" denir. Tevhid akidesine
dayanmayan hiç bir inanç, güzel is, Allah katynda makbûl de?ildir. En son ve en mükemmel din
olan Yslâmiyet de bu inancy temel kabul etmi? ve bütün insanlary öncelikle bu temel inanca
ça?yrmy?tyr. Çünkü Allah, bütün âlemlerin, bütün varlyklaryn ve bütün insanlaryn Rabb'ydyr. Her ?eyi
yaratan, ryzkyny vererek besleyen, büyüterek kemâle erdiren yalnyz O'dur. O'nun orta?y, o?lu veya
kyzy yoktur. Do?urmamy?tyr, do?urulmamy?tyr. Hiç bir ?ey O'nun e?i ve benzeri olamamy?tyr. Bu
inanç ile Yslâmiyet insanlary Allah'yn dy?yndaki varlyklara kul köle olmak zilletinden kurtarmy?, onlara
mutlak istiklâllerini iade etmi?. Allah'yn birli?i fikrini zedeleyen her türlü kölelik zihniyetini
yasaklamy?, tabiat kuvvetlerine ibadeti, insanyn insana köle ve esir olma despotlu?unu ortadan
kaldyrmy?, Allah'tan ba?kalaryny rab edinmeyi en büyük günah ve ?irk kabul etmi?tir. Böylece
Yslâmiyet, dünyaya akyl, ruh ve ahlâk sahalarynda oldu?u kadar, fizikî sahada da tam bir özgürlük
müjdelemi?; tevhîd akidesiyle bütün insanlaryn tek bir mabûdu oldu?unu, dolayysyyla be?eriyetin de
bir ana ve babadan meydana geldi?ini ifade ederek "be?er yrkynda birlik" fikrini telkin etmi?tir. Her
müslüman Allah'yn bir oldu?unu söylemeli ve bu inancyny Allah'tan ba?kasyna ibâdet etmemekle,
ibadetine dolayly olarak da olsa hiçbir ?eyi veya kimseyi ortak ko?mamakla ispat etmelidir. Bu
noktada, sözü ile ibadetindeki birlik ruhu ayny olmalydyr. Allah'yn birli?ine delil olan ayetlerden bir
kysmyny ?öyle syralayabiliriz:

a) "De ki: O Allah birdir. Allah Sameddir. (Her ?ey varly?yny ve varly?ynyn devamyny O'na borçludur.
Her ?ey O'na muhtaçtyr. O, hiç bir , ?eye muhtaç de?ildir. Her ?eyin ba?vuraca?y, yardym
dileyece?i tek varlyk O'dur). Kendisi do?urmamy?tyr ve (ba?kasy tarafyndan)do?urulmamy?tyr.
Hiçbir?ey O'nun dengi olmamy?tyr." (Yhlâs, 112/1-4) .

b) "De ki: Ey kâfirler! Ben sizin taptyklarynyza tapmam. Siz de benim tapty?yma tapycylar de?ilsiniz.
Ben asla sizin taptyklarynyza tapacak de?ilim. Siz de benim tapty?yma tapacak de?ilsiniz. Sizin
dininiz size, benim dinim banadyr." (Kâfirûn, 109/1-6).

c) "Allah'tan ba?ka bir yaratycy var mydyr?" (Fâtyr, 35/3).

d) "O'nunla birlikte hiçbir ilâh yoktur. (E?er olsaydy) muhakkak ki her tanry kendi yaratty?yny
kabullenir (ve korur) ve mutlaka kimisi de di?erine galebe ederdi." (Mü'minun, 23/91)

e) "E?er her ikisinde (yer ve gökte) Allah'tan ba?ka ilâhlar olsaydy, her ikisi de harap olurdu." (el-
Enbiyâ, 21/22).

Allah, zatynda, ilâhly?ynda, mabud ve yaratycy olu?unda birdir. Ondan ba?ka yaratycy yoktur. Kâinaty
bizzat yaratmaya, ya?atmaya, yok etmeye gücü yetmeyen bir zat Allah olamaz. Bunun içindir ki
ikinci bir Allah'yn varly?yna imkân yoktur. Çünkü iki Allah oldu?u farzedilse, bu iki Allah'tan biri
kâinaty yalnyz ba?yna yaratmaya muktedir ise, di?eri zâid-fazla olmu? olurdu. Bunun aksine, yalnyz
ba?yna kâinaty yaratmaya muktedir de?ilse, bu durumda da aciz-güçsüz olurdu. Aciz ve zâit
olan
bir zat ise Allah olamaz. Bu nedenle Allah vardyr ve birdir.

Sübûtî syfatlar

7-Hayat. " Allah hayat sahibidir. " (Âli Ymrân, 3/2). Bu syfat, Allah'yn zatyna vacip olan
syfatlardandyr. Fakat Allah hakkynda vacip olan bu syfat, mahlûkatta görülen ve maddenin ruh ile
birle?mesinden do?an geçici ve maddi bir hayat olmayyp ezelî ve ebedîdir. Allah hakkyndaki vücut
syfatynyn kamil olmasy, O'nun diri olmasyyla mümkündür. Hayatyn zyddy ölümdür. Ezelî olan Allah
hakkynda ölümü dü?ünmek, akla aykyrydyr. Bir varlyk hem ezelî, hem de ölümlü olamaz. Ylim, irade,
kudret ve di?er kemâl syfatlaryny zatynda bulunduran Allah'yn diri olmasy zaruridir. Çünkü ölünün
âlim, her ?eye güç yetiren, i?itici, görücü olmasy dü?ünülemez. Ölüm, bir noksanlyk syfatydyr. Allah
ise noksanlyklardan uzaktyr. O hâlde Allah'yn hayat sahibi oldu?u bir gerçektir. Bu syfat, ancak
Allah'ta ezelî ve ebedîdir.

"Ölmek ?anyndan olmayan, daima hayat sahibi (olan Allah)'a dayanan. " (el-Furkan, 25/58).ayeti
ve benzeri ayetler Allah'yn, hayat sahibi oldu?unu ifade eder.




Allah'u Tealaya IMAN


Îmanyn alty ?artyndan birincisi, Allâhü Teâlâ'ya imân etmektir.
?öyle ki; Allâhü Teâlâ vardyr. Onun zâty, bütün kemâl syfatlary ile muttasyf (Yani, bütün güzelliklere eksiksiz olarak sahip), bütün noksan syfatlardan münezzeh ve uzaktyr.
Hz. Allâh'yn syfatlary, syfât-y zâtiyye ve syfât-y sübûtiyye olmak üzere iki kysymdyr.

Syfât-y Zâtiyye

Hz. Allâh'yn Syfât-y Zâtiyyesi 6'dyr:

Vücud: Var olmak.
Kydem:
Evveli olmamak; ezelî olmak.
Bekâ: Sonu olmamak; ebedî olmak.
Vahdâniyet: Birlik. Zâtynda ve syfatlarynda tek olup, orta?y yoktur
Muhâlefetün lilhavâdis: Sonradan olanlara hiç benzememek.
Kyyam binefsihi:
Var olmasynda ba?ka bir ?eye muhtaç olmamak.

Syfât-y Sübûtiyesi


Allâhü Teâlâ'nyn Syfât-y Sübûtiyesi sekizdir:

Hayat: Diri olmak. (Allâhü Teâlâ diridir ve dirilticidir.)
Ylim: Bilmesi olmak. (Allâhü Teâlâ her ?eyi, hattâ kalblerde gizlenen niyetleri dahi bilir.)
Semi: Y?itmesi olmak. (Allâhü Teâlâ her ?eyi i?itir.)
Basar: Görmesi olmak. (Allâhü Teâlâ; karanlyk gecede, kara ta?yn üstünde, kara karyncanyn yürüdü?ünü görür ve aya?ynyn sesini i?itir.)
Yrâdet: Dilemesi olmak. (Yani irâde sahibidir ki, diler ve ne dilerse onu diledi?i gibi yapar.)
Kudret: Gücü her ?eye yeter olmak. (Allâhü Teâlâ her ?eye kaadirdir.)
Kelâm: Konu?masy olmak. (Allâhü Teâlâ'nyn harf ve sese muhtaç olmadan söylemesi demektir.)
Tekvîn: Yoktan var etmek, meydana getirmek, yaratmak.

 
 
  Sitemiz kuruldugundan buyana 5931 ziyaretçi (10239 klik) kişi burdaydı!

 

 
 
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol