PEYGAMBERIMIZIN BABASI HZ.ABDULLAH
PEYGAMBERIMIZIN SÜT ANNEYE VERILISIYeni dogan cocukları süt anneye vermek; Kureyş ve sair Arap eşrafının adeti idi.
Bu da; kadınların kocaları ile daha iyi meşgul olmalarını ve cocuklarında ,özellikle ,havasının güzelligi, rutubetinin azlıgı ve suyunun tatlılıgı ile tanınan yerlerde yasayan şerefli kabileler arasında, saglam vücutlu,siki etli, cesaretli yetişmelerini ve düzgün, pürüzsüz konuşmayı ögrenmelerini saglamak icindi.
Mekke cevresinde ve Harem icinde oturan kabilelerden Süt annesi olanlar, her yıl iki defa, yaz ve güz olmak üzere Mekke`ye gelirler,cocukları alıp götürürlerdi.
Peygamber efendimizi(A.S) Ben`i Sa`d b.Bekr kabilesinden Süt annesi Halime hatun götürdü.
Peygamberimizin Süt kardeşleri şunlardır::
Abdullah b. Haris,Üneyse binti.Haris,Şeyma bint-i Haris.
Peygamberimizi Yetim oldugu icin Arap kadınları kabul etmemiş; sadece kabilesine götürecek cocuk bulamayan Halime, eli bos gitmemesi icin peygamberimizi kabul etmişti.Peygamberimizi aldıktan sonra Halime ve Ailesinin yaşam tarzı bir anda degişti.
Bunlardan bazılarını Halimenin dilinden dinleyecek olursak; Halime Hatun der ki;" İcinde bulundugumuz kuraklık ve kıtlık yılında hic bir şeyimiz kalmamıştı. Ben, kır merkebimin üzerinde idim.Yanımızda, yaşlı bir devemiz vardı,bize bir damla süt vermiyordu.
Üzerinde bulundugum merkebin agır yürümesi yol arkadaşlarımı cileden cıkartıyordu.Nihayet Mekke'ye varıp emdirilecek oglan cocukları aramaya başladık. İcimizden hic bir kadın Muhammedi almak istemiyor,ondan uzak duruyorduk. cünkü, bizler emdirecegimiz cocugun babasından bahisse kavuşmayı ve ondan armaganlar almayı bekliyorduk.
Bir ara Muhammed in dedesi Abdulmuttaliple karşılaştım,bana; İsmin nedir ?diye sordu.
Halime dedim. Bana;Ey Halime! Benim yanımda bir yetim cocugum var onu emzirmek icin Beni Sa`d kabilesi kadınlarına teklif ettim öksüz oldugu icin kabul etmediler. Sen kabul eder misin? Ben ,"bana biraz müsaade ette kocama bir danışayım"dedim.
Hemen kocamın yanına döndüm,ona haber verdim. Kocam izin verince Muhammedi aldım.
Muhammed bize gelince,evimiz öyle bereketlendi ki kocam la hayretler icinde kaldik.Sütü cekilmiş olan devemizde sütler fazlaca akmaya, zayıf olan merkebimizi,yolda başka hic bir binek hayvan gecememege,davarlarımıza inen süt hic bir davara inmemeye başladı.
Peygamberin cocuklugu daha degişikti. Daha iki Aylık iken,her tarafa yuvarlanmaya calışıyordu.Üc Aylık olunca Day durmaya calışıyordu.Dört Aylık olunca, duvara tutunup yürüyordu.Beş Aylık olunca bir yere tutunmadan yürüyebiliyordu.Altı Ayı tamamlayınca, yürümeyi hızlandırmıştı.Yedi Aylık iken her tarafa gidebiliyor,koşabiliyordu. Sekiz Aylık iken,konuşuyor,konuşulanı anlayabiliyordu.On Aylık iken Ok atabiliyordu. İki Yılı doldurdugu zaman,oldukca, iri ve gösterişli bir cocuk olmuştu.Onu Annesine götürdük, Amma,biz,Onun yüzünden gördügümüz hayır ve bereketten dolayı, Yanımızda bir müddet daha tutmaya cok istekli bulunuyorduk.
HZ.AMINENIN MEDINE ZIYARETI VE VEFATI
Hz. Amine Peygamberi de yanına alarak Medine'deki Neccar ogullarından olan Dayılarını ziyarete gitti. Orada peygamberle, bir ay kadar misafir oldular.
Yahudi kavmi peygamberimizi orada görünce onu devamlı kontrol edip hal ve hareketlerine dikkat ediyorlardı. Hz. Amine Yahudilerin Peygamberimiz hakkında takındıkları tavırlardan korkmaya başladı Ve acilen Mekke ye dönmek icin yola koyuldular.
Hz. Amine, Mekke'ye gelirken, yolda hastalanıp Evba köyünde durakladi.Başucunda duran Peygamberimizin yüzene baktı.Sonra da söyle hitap etti:
"Ey cekilen dehşetli ölüm okundan, Allah in lutfu ve yardımı ile yüz deve karşılıgında kurtulan zatin oglu!Allah, Seni,mübarek ve devamlı kilsin! Eger rüyada gördüklerim dogru cıkarsa,Sen Celal ve bol ikram Sahibi tarafından,Adem ogullarına helal ve haramı bildirmek üzere gönderileceksin! Allah, Seni milletlerle birlikte devam edip gelen putlardan, putperestlikten de, esirgeyecek,alıkoyacaktır.
Her canlı varlık ölecektir. Bende ölecegim.Fakat temelli anılacagım cünkü, temiz bir ogul dogurmuş,arkamda hayırlı bir anı bırakmış bulunuyorum demiştir.
Ve hz. Amine Ebva da vefat etti.Hazret-i Amine vefat ettiginde 30 yaşlarında idi.
Dünyada,böylece Babasız ve Annesiz kalan Peygamberimizi,yüce Allah,hamisiz bırakmadı: Önce dedesi Abdulmuttalibin yanında, sonra da amcası Ebu Talib-in yanında kaldı. Peygamberimiz, sekiz yaşına kadar,Dedesi Abdulmuttalibin yanında,sekiz yaşından sonra da Amcası Ebu Talib-in yanında kaldı.
PEYGAMBERIMIZIN TICARET HAYATINA ATILISI
Kureyşliler, öteden beri ticaretle ugraşırlardı. Ticaretle ugraşmayanların ise,ellerinde hic bir şeyleri bulunmazdı. Peygamberimizin de, hazreti Hatice hesabına ticarete başlamadan önce, ticaretle ugraştıgı olmuştur. Nitekim, Said b.Ebu Saib, Islamiyetten önce Peygamberimizin ticaret ortagı idi.Peygamberimizin,ticaret yapmak icin, sermayesi olmadıgından,hazreti Hatice peygamberimizi ücretle tuttu ve Kureyşilerden tuttugu, başka bir zatıda, Peygamberimizin yanına kattı. Hazreti Hatice yapacagı her sefer icin, Peygamberimize, ücret olarak genc ve yigit birer erkek deve veriyordu. Peygamberimiz, Hazreti Hatice`nin ticaret Malını Şam`a götürmek icin ,ilk defa dört tane erkek ve genc deveye anlaştılar. Peygamberimizle Kervan halkı Şam`a gitmek icin yola koyuldular: Şam topraklarından Busraya vardıklarında peygamberimiz orada getirdigi bütün malları cok karlı bir şekilde satıp alacaklarını aldıktan sonra,Mekke'ye yardımcısı olan Meysele ile birlikte geri döndü.
PEYGAMBERIMIZIN EVLENMESI
Peygamberimiz hazreti Hatice adına ticaret yaparken, Peygamberimizdeki harikulade halleri görmüş ve yardımcısı Meysele ile Peygamberimize evlilik teklif etmişti. Peygamberimiz bu teklifi kabul ederek Kureyşlilerin en soylu kadınlarından olan hazreti Hatice ile evlendi.
Peygamberimizin, hazreti Haticeden,iki erkek cocugu,dört kız cocugu dogmuştur Isimleri şöyleydi: Kasim, Abdullah, Zeynep,Rukayye ,Ümmü Külsüm,Fatima ve Cariyesi Mısırlı Maria`dan dogan Ibrahim`dir.
Bir Kadın, Kabe Hareminde buhurdanlıkta Öd agacı yaktıgı sırada , buhurdanlıktan sıcrayan bir kıvılcımdan Kâbenin kat kat olan örtüsü tutuşup tamamı ile yanmış, bu yüzden duvarlar da her taraftan gevşeyip catlamış bulunuyordu. Zaman, zaman sahilden gelen sel baskınları ilede Kâbenin tabanı ve duvarları da iyice yıkılacak duruma gelmişti.
Bunun icin,Kureysliler Kabenin duvarlarını onarıp saglamlaştırmak ve üzerinede,tavan catmak istiyorlar,fakat, yıkmaga kalkarlarsa azaba ugrayabileceklerinden korkuyorlar,aralarinda meşvere ediyorlardı.
Am bu sırada Rum tüccarlarından birisine Ait olan inşaat malzemesi yüklü bir gemi Cüdde sahillerinde parcalandi,bunu fırsat bilen Kureyşliler aralarında yardımlaşarak bu batan gemiden Kabe inşaası icin gerekli malzemeleri almış oldular.Ve Kâbenin inşaatına başladılar.
Hacerül Esved taşı yerine konulacagı zaman kabileler ,birbirleriyle anlaşamadılar. Hatta işi okadar ilerlettiler ki aralarında kavga yapmaya cok az bir zaman kaldı. Kureyşiler, Bu iş üzerinde, dört veya beş gece durdular. Sonra Kureyşin yaşlılarından Ebu Ümeyye b. Mugire bir teklifte bulundu;
Teklifine göre ,mescidin kapısından giren ilk kişi bu taşı koymak icin hakem olacaktı. Bütün kavmin uluları bu teklifi kabul ettiler.
Tam bu sırada peygamberimiz iceri girdi, bütün kureyşliler el cırparak El-Emin`in hakemligine razıyız dediler.
Peygamberimiz de hakemlik yaparken bütün kabilelerden birer kişi alarak Hacerul Esved-i bir beze koydurdu,ve onu konulacak yere getirttikten sonra besmele cekerek kendi elleriyle Hacerul-Esvedi yerine koymuş oldu.
KABENIN KUREYŞILERCE YENIDEN YAPILISI VE PEYGAMBERIMIZIN HAKEMLIGI
PEYGAMBERIMIZIN COCUKLARI